Ana Sayfa
İletişim
Resimler
Genel Bilgi
Tarihi & Doğası
Halk Oyunları & Folklör
Kültür
Ziyaretçi defteri
Tarım
Telefon Rehberi
Muz ve Faydaları
Sanayi ve Ticaret
İdari Yapısı
Nüfusu
Anamurluca
Videolar
Caretta caretta
Akdeniz Foku
Köylerimiz
Yaylaları
Anamur Mutfağı
Üye Girişi
Anamur Haritası
Reklam
Oyun
Yeni sayfanın başlığı
MUZ’UN VE ÇİLEĞİN BAŞKENTİ ANAMUR

Anamur

Tarihçe
Geçmişi antik çağlara uzanan ve sırasıyla Kizuvatlalılar, Hititler, Asurlular ve Perslerin egemenliği altına giren Anamur, M.Ö. 333’te Büyük İskender’in doğu seferi sırasında Makedonya Krallığı’na bağlanmış, bu dönemden sonra kentin adı “Anemurium” olarak anılmaya başlanılmıştır. “Anemurium” antik kaynaklara göre “Rüzgarlı Burun” anlamına gelmektedir. M.Ö. 1. yüzyılda Roma, daha sonra da Bizans egemenliğine giren Anamur, Bizanslılar zamanında yeniden inşa edilmiştir. Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat’ın, Ertokuş Bey’i kıyı şehirlerinin alınmasıyla görevlendirmesi sonucu, 1228’de Selçuklular’ın, daha sonra da Karamanoğulları’nın ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetimine geçen Anamur, 1869 yılında ilçe olmuştur.
Günümüzde ilçe merkezinin 6 km güneybatısındaki kalıntılar Roma ve Bizans dönemlerine aittir. Ancak çok daha önceki yüzyıllarda buranın, erken Akdeniz kolonizasyonuna ait bir ticaret iskelesi olduğu bilinmektedir. MÖ l. yüzyılda Romalılar'ın Küçük Asya Eyaleti olan Kilikya bölgesi içinde kalan Anamur'da 4. yüzyıldan itibaren Bizans yönetimi başlamış ve bu dönemde kent yeniden inşa edilmiştir. Müslüman Araplar'ın yöreye gelmeleri 8. yüzyılda Abbasi Halifesi Mansur dönemine rastlamaktadır. Anamur, 11. ve 12. yüzyılda Selçuklular'ın daha sonra Karamanoğulları Beyliği'nin yönetimine girmiş, 1471 yılında da Fatih Sultan Mehmet'in komutanlarından Gedik Ahmet Paşa tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.1869 yılında ilçe olmuştur. 1867'de Konya Vilayetine bağlı içel Sancağının bir kazası olan Anamur, 1877'de içel Sancağı Adana Vilayeti'ne bağlanınca Adana Vilayeti içel Sancağının bir kazası durumuna gelmişti.
V.Cuinet, 19. yüzyılda Anamur iskelesine gemilerin daha çok yaz aylarında uğradığını yazmaktadır. Limana ayda bir düzenli olarak yalnızca Cornpagnie Bells Şirketi'nin gemileri gelmekteydi. Osmanlı yelkenlileri, Anamur'un deniz trafiğinde ağırlıklı bir yere sahipti. V.Cuinet, 1890'da Anamur'dan dış ülkelere gönderilen en önemli ürünlerin; kereste, buğday ve arpa olduğunu yazar. Buradan ihraç edilen kerestenin toplam değeri 350.000 frank idi. Ayrıca, Taşucu ve Kilindire'de olduğu gibi, Mersin yöresinin ormanlarından elde edilen pelit ve meşe palamudu da, önemli ihraç ürünleriydi. 19.yüzyıl sonunda Anamur'un gümrük geliri, yılda 150.000-200.000 kuruş arasında değişmekteydi. Anamur, 1869 yılında ilçe olmuştur.
Eski Anamur (Anemurium)
Anamur İlçe merkezinin 6 km güneybatısındadır. Kentin ne zaman kurulduğuna dair herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı gibi, Roma imparatorluk Çağı öncesine giden kalıntılara da bugüne kadar henüz rastlanmamıştır. Kentin adı sadece bir liman listesinde geçtiği için, MÖ 4. yüzyılda var olduğu bilinmektedir. Anemurium'un adının "rüzgarlı yer" anlamında kullanıldığı da antik kaynaklarca ifade edilir, l. yüzyılda kentin çevresine ilk surların yapıldığı, bir süre Kommagene Kralı Antiochos'un (38-72) yönetimine bırakıldığı tarihi bilgiler arasındadır. Kıbrıs'a yakın olması nedeniyle, özellikle Romalılar zamanında bir ara istasyon konumunda olan Anemurium, aynı zamanda kara yoluyla Toroslar'daki en önemli Roma kentlerinden biri olan Germanikopolis ile bağlantılıydı. Böylece, bölgedeki doğal kaynakların ihraç edildiği önemli bir ticaret kenti olmuştu.
Anemurium, 260'da Sasaniler tarafından ele geçirilmiş 4. ve 5. yüzyıllarda Toroslar'dan gelen korsanlar tarafında sık sık tahrip edilmişti. 650 yılında Arap akınlarına uğrayan kent, bu tarihten sonra terkedilir. 12. ve 13. yüzyıllarda Anadolu Selçuklularının Mamure Kalesini ele geçirmelerinden sonra, bölge Türk egemenliğine girer. Anemurium kenti yukarı ve aşağı kent olmak üzere iki bölüme ayrılır. En göz alıcı yapıları; surlar, 3 adet hamam, tiyatro, odeon (konser salonu) ve palestra aşağı kenttedir. Liman Caddesi'nin her iki yanındaki kaldırımların belirli bölümlerinde yer yer zemin mozaikleri bulunmuş olup, bunların bir kısmı müzede sergilenmektedir. Kentin'surları dışında kalan mezarlığı, Anadolu'nun en iyi korunmuş örneklerinden biridir. Tonozlu mezarların tek ve iki katlı örneklerinin bir kısmının duvarlarında freskler ve mozaikler bulunmaktadır. Kentin içme suyunu sağlayan su kemerleri dışında, Erken Hristiyanlık dönemine ait kilise kalıntıları bulunmaktadır.
Coğrafi Yapı
Anadolu’nun Akdeniz’de en güney uzantısı olan Anamur, doğuda Bozyazı İlçesi, batıda Antalya iline bağlı Gazipaşa ilçesi, kuzeyde Karaman iline bağlı Ermenek ilçesi, güneyde Akdeniz ile çevrili olup, 1241 km² yüzölçümüne sahiptir. Akdeniz ve subtropikal bitki ve meyvelerinin yetiştirilebildiği mikro klima özelliğine sahip, doğal güzelliklerle dolu, yaylalar, ormanlar, mağaralar ve su kaynakları açısından zengin bir ilçedir.
İlçe merkezi, Mersin’e 230 km, Antalya’ya 265 km, Karaman’a 230 km, Kıbrıs’a 40 deniz mili (76 km) uzaklıkta olup, Mersin-Antalya devlet karayolu üzerinde kurulmuştur. Orta Toros Dağları’nın Akdeniz’e inen kolları ilçe topraklarının içinden geçer. Bu nedenle arazi engebeli ve dağlıktır. Kıyıdan 5-10 km içeride, 500-1000-1500 metre yükseklikteki dağlara rastlanmaktadır. İlçe sınırları içinde Alamos, Kızıldağ, Naldöken dağları bulunmaktadır. İlçe merkezinin bulunduğu ovanın batısındaki Sultansuyu, doğusundaki Anamur Çayı (Dragon yada Kocaçay) ilçenin iki önemli akarsuyudur. İlçenin iklimi karakteristik Akdeniz iklimi olup, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Yıllık yağış toplamı 1032 m³’tür. Yıllık ortalama yağışlı gün sayısı 75 gündür.
Nüfus
İlçenin 2000 Genel Nüfus Sayımı’na göre nüfusu; merkezde 49 bin 948, belde ve köylerde 33 bin 916 olmak üzere toplam 83 bin 864’dür.
İdari Yapı
Anamur’da 3 belediye, 37 köy bulunmaktadır.
 
SOSYAL YAPI
İlçenin gelir ve kültür seviyesinin yükselmesine, ulaşım olanaklarının artmasına bağlı olarak, ilçe merkezinde bulunan eski toprak kagir binaların yerini modern yapılar almıştır, hızlı yapılaşma devam etmektedir. Aynı şekilde yakın çevre köylerde de planlı modern konutlar yapılmaya başlanmıştır.
Yaz aylarında ilçe halkı yayla için Toroslara çıkmakta, Kaş, Abanoz ve Akpınar yaylalarında modern ve planlı konutlar yayla evi olarak kullanılmaktadır. Ancak bununla birlikte, sürü sahibi yaylacıların sağlıksız, düzensiz ve benzeri korunaklarda yaşadıklarını gözlemlemek mümkündür. Ancak bunların Yörük Kültürünü devam ettiren Yörükler olduğundan çokda yadsınmamaktadır.Özellikle dağ köylerinde konut kültürü,maddi imkansızlıklardan dolayı henüz gelişmemiştir.
Yaz aylarında turizm hareketlerinin yoğunlaşması ilçe ekonomisinin yanı sıra, sosyal yaşamına da canlılık getirmektedir. İlçede aktif nüfusun kamuda çalışan ve özel işyeri sahipleri dışında kalan kısmı öncelikle tarım olmak üzere turizm ve orman sektöründe geçici olarak çalışmaktadır. İşsizlik oranı düşüktür.. İlçede iki tane günlük yerel gazete ile dört basımevi ve cilt evi bulunmaktadır.
Eğitim
Okuma-yazma oranının %99 olduğu ilçede, 1 anaokulu, 36 ilköğretim okulu ve 7 lise vardır.
İlçede; Anadolu Lisesi, Anadolu Meslek Lisesi, Ticaret Lisesi, Endüstri Meslek Lisesi, Sağlık Meslek Lisesi, İmam-Hatip Lisesi, düz ve süper lise olmak üzere toplam 7 lise bulunmaktadır. Aynı zamanda ilçede Halk Eğitim Merkezi ve Mesleki Eğitim Merkezi de yer almaktadır. Özel eğitim öğretim kurumu olarak da Eğitilebilir Engelliler Okulu vardır.
Sağlık
İlçede; 115 yataklı bir Devlet Hastanesi, SSK Sağlık İstasyonu, Halk Sağlığı Laboratuvarı, Verem Savaş Dispanseri, 10 Sağlık Ocağı ve 6 Sağlık Evi mevcuttur.
Alt Yapı
İlçede elektriksiz belde, köy ve yerleşim birimi yoktur. Ören ve Çarıklar Beldesinde içme suyu vardır. Ulaşım
İlçe D-400 Devlet karayolu üzerinde bulunmaktadır. Bu yolun Silifke-Anamur, Anamur-Gazipaşa arasındaki bölümünün çok dar ve virajlı olması ilçenin ulaşımını güçleştirmektedir. Silifke-Anamur arasındaki kalan bölümünün iyileştirilmesi çalışmaları devam etmektedir.
EKONOMİK YAPI
İlçe ekonomisi tarıma dayalıdır. Coğrafi konumu nedeniyle sanayi gelişmemiştir. Çilek ve muz ilçe ekonomisinde önemli bir paya sahiptir. 
İlçede hayvancılık için gerekli otlak arazi, orman arazisi ile kültür arazisi arasında sıkıştığından, hayvan varlığında bir azalma görülmektedir.
Ormancılık:
İlçedeki orman arazisi, ilçenin yüzölçümünün %60’ı kadardır. Ormanlarda kızılçam, sedir, göknar, ardıç, meşe, karaçam, andız, çınar, defne, karaağaç türleri bulunmaktadır. Ayrıca İlçede Orman İşletme Müdürlüğü’nün de orman fidanlığı vardır.
 
Kültür ve Turizm 
İlçede turizm istenilen seviyede olmamakla beraber, son dönemde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. İlçeyi ziyaret eden turistlerin konaklama ihtiyacını karşılamak üzere 2’si Turizm Bakanlığı belgeli 16 otel, 3 apart otel, 3 motel, 2 mokamp, 13 pansiyon ve kamping mevcuttur. Toplam 613 oda, 1330 yatak, 280 çadır ve 140 karavan kapasitesi bulunmaktadır.
İlçenin doğal zenginlikleri olarak; Pullu Milli Parkı, Dragon Çayı Vadisi ve mağaralar sayılabilir. İlçede 7 tane mağara bulunup, bunlardan Çukurpınar Mağarası Türkiye’nin en büyük ve dünyanın sayılı büyük mağaralarındandır. 1450 metreye kadar inilen mağarada çalışmalar halen d evam etmektedir. Astım Mağarası olarak da tanınan Köşekbükü Mağarası ziyarete açık olup, içinde barındırdığı altı adet göl, ilginç yapısı ve halen yaşayan mağara olma özelliğine sahip Üğü Mağarasının da ziyarete açılması için çalışmalar sürmektedir. 180 çadır ve 30 karavan kapasitesine sahip Pullu Milli Parkı özellikle yaz aylarında yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.         
Tarihi Eserler
İlçenin M.Ö. 8. yüzyıl öncesine dayanan bir yerleşim yeri olarak Kizuvatna Krallığı, Asurlular, Romalılar, Araplar, Bizanslılar, Selçuklular, Karamanoğulları ve Osmanlıların egemenliği altında varlığını sürdürmüş olması, söz konusu uygarlıkların izlerini taşıyan tarihi ve kültürel değerlere sahip olmasına olanak sağlamıştır. Bu tarihi değerlerden başlıcaları Anemurium Antik Şehri, Mamure Kalesi, Akcami ve Alaköprüdür.
Tarihi Ve Kültürel Çevre
Hamam
Anemurium hamamı, Romalılar zamanında yapılmıştır. Zemini mozaiklerle kaplı, 2 katlı olan hamamın giriş kapısı önündeki yazıtta şöyle yazılıdır: "Hamama hoş geldiniz, iyi temizleniniz".
Odeon
Odeon, Anemurium harabeleri içerisinde, denizden 500 m uzaklıkta sol tarafta bulunmaktadır. Roma tarzındaki oturma yerleri, yarım daire şeklinde taştan kademeli olarak yapılmıştır. Odeon'un orkestra yerinin tamamı mozaiklerle kaplıdır. Platformun her iki yanında "paradoi" veya "paradoks" denilen iki giriş kapısı bulunmaktadır. Bu kapılar konser salonuna girişi sağladığı gibi sanatçıların da salona girişini sağlamaktaydı.
Mamure (Anamur) Kalesi
Silifke-Anamur karayolu üzerinde, Anamur'un 6 km güneydoğusunda deniz kenarında yer alan Mamure Kalesi'nin oturumu 23.500 metrekaredir.
3. yüzyıl veya 4. yüzyılda Romalılar tarafından yaptırılmış olan kale, sonraları Bizanslılar ve Haçlılar zamanında genişletilmiştir. Selçuklu Sultanı Aleaddin Keykubat tarafından 1221 yılında ele geçirildiği sırada yıkılan kalenin yerine bugünkü kale yapılmıştır. Daha sonra burası, Karamanoğulları ve Osmanlılar'a geçmiştir.
Bir kervansaray görünümünde olan Mamure Kalesi, en iyi korunmuş Anadolu kalelerinden biridir. Kuleleri, surları ve mazgalları halen ayaktadır. Kalenin beden duvarının üzerinde bulunan tek kitabede 1450 (Karamanoğlu ibrahim zamanı) tarihi yazılıdır. Şikari tarihine göre; "Anamur ve Taşeli'nin kâfirler tarafından zapt ve harap edilmesi üzerine Karamanoğlu Mahmut Bey (1300-1308) 36.000 kişilik ordusuyla düşmanı bozguna uğratıp kaleyi ele geçirmiş, mamur edip, adını Mamuriye koymuştur." kaydı geçer. Bir hendekle çevrili bulunan 36 kuleli kale, üç avludan oluşmuştur. Batı avlusunda halen ibadete açık, onarım görmüş tek minareli tarihi bir cami bulunmaktadır. İki bölümden oluşan kalede, iç içe iki sur ve surlar üzerinde kaleyi bütünüyle dolaşan ve bir taraftan bir tarafa geçişi sağlayan burçlar arasında bir yol vardır. Bu yol üzerinde 35 normal, 4 büyük olmak üzere 39 kule bulunmaktadır.
 
Ak Cami
Karamanoğulları döneminde 1326'da yapılan cami, daha sonra yapılan yivli minaresi ile ilgi çekicidir. Karşısında Karamanoğulları'ndan kalma bir han ve bir köprü bulunmaktadır.
Âla Köprü
Dragon çayı üzerinde 1230 yılında Selçuklular tarafından yapılmıştır. Yapımı süren Anarnur-Sinop Atatürk karayolu bu köprüden geçmektedir.
Köşebüklü Mağarası
Anamur'un 9 km kuzeybatısında, Ovabaşı köyünde bulunan bu mağara 500 metrekarelik alana oturmuştur, içinde dikit ve sarkıtların yer aldığı bu mağaradaki tedavinin, astımlılara ve kısır kadınlara İyi geldiği yöre halkınca söylenmektedir.
Çukurpınar Mağarası (Düdeni)
Amamur'un kuzeyinde 46 km uzaklıkta 1880 m yüksekliktedir. Taşeli platosundaki Sugözü yakınında Çukurpınar yaylasındadır. 1990 yılında bulunan ve Türkiye'nin en büyük mağarası olduğu söylenen bu mağaranın tahmin edilenden de büyük olabileceği düşünülmektedir. Son araştırmalara göre 924 metreye kadar inilmiştir. Mağaracılar tarafından yapılan araştırmalar halen sürdürülmekte olup, şimdiki araştırmalara göre dünyanın ikinci büyük mağarası durumundadır.
Kaledıran Kalesi
Kentin 52 km batısında, Kaledıran köyü yakınındaki bu gözetleme kalesi ve köy kalıntıları Bizans döneminden kalmadır.
Kalınviran Örenleri
ilçe merkezinin 2 km yakınındaki eski Yunanlılar'dan kalma tapınaklar; Romalılar'dan kalma bazı mezarlar ve anıtlar; Bizanslılar dönemine ait olduğu sanılan kilise kalıntıları bulunmaktadır.
Deniz Feneri
1911 yılında Fransızlar tarafından yapılmıştır. Halen faal durumdadır.
Anamur Müzesi
Müzede etnoğrafik ve arkeolojik eserler bölümü, kütüphane, fotoğrafhane, laboratuar, konservasyon ve sanat galerisi gibi üniteler bulunmaktadır.
Arkeolojik bölümde Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler sergilenmektedir. Bozyazıdaki kazıda motifli altın diadem; Anamur Nekropolü'nde bulunan 36 parça ajurlu Bizans yapısı altın objeler, bronz Athena, kantar ağırlığı, müzenin önemli eserleri arasında yer almaktadır.
Anamur kazılarında çıkartılan ve çoğu mitolojik sahneleri içeren bitki ve geometrik desenli insan figürlü mozaik örnekleri ile MÖ 6. yüzyıla ait ve Aydıncık'da bulunan kırmızı ve siyah figür tekniğinin en güzel uygulamaları olan Lekitoslar; Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait taş kitabe, mil taşları, taş ve pişmiş topraktan heykeller ve kabartmalar, Anamur kazılarında bulunan insan yüzlü kandil örnekleri, taşın bir dantel gibi işlendiği bitkisel süs ve hayvan figürlü taş işleme örnekleri, müzede sergilenmektedir. Etnoğrafik bölümde geleneksel sanatların örnekleri, yörük eşyaları ve "Post Yanışlı" kilim türleri, zengin bir kolleksiyon oluşturmaktadır.
    TARIM;
              İlçemizde 16.000 dekar Örtüaltı,1.600 dekar da açık olmak üzere toplam toplam 17.600 dekar alanda Muz üretilmektedir.Bunun yanında 17.000 dekar alandada Çilek üretimi yapılmaktadır
r, güneyinde Akdeniz'in mavi suları, yemyeşil Muz bahçeleri,  palmiye ağaçları ve kuzeyi çam ormanlarıyla kaplı Toros dağlarının yer aldığı güzel bir coğrafyadır. İklimin elverişli olması nedeniyle özellikle MUZ ve ÇİLEK  üretimi ile ün kazanmıştır. Zengin folkloru, temiz denizi, ince kumlu plajlarıyla, deniz kaplumbağalarının barındığı uzun ıssız kıyı şeridi ve Anemurium antik ören yeri ile önemli bir turizm bölgesidir. Yaz gecelerinde yıldızların en güzel göründüğü yerdir.Ülkemizin Muz tüketiminin 1/3ünü karşılamakta ve yine Ülkemiz Çilek üretiminin 1/3 ü ilçemizde yapılmaktadır.2007 yılında 1000 in üzerinde Caretta caretta yuvasından yaklaşık 45.000 yavru denize ulaşmış olup Ülkemizin en fazla Caretta caretta üreme alanı durumundadır.

Bugün 2 ziyaretçikişi burdaydı!


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol